Gerektiğinde Uykusuz Kalmak Gerçekten Çok Özeldi.
“Social Inclusion of Refugee Youth Throught Social Entrepreneurship” Erasmus+ Projesi kapsamında İzmir-Tire’de genç ve gençlik çalışanlarından oluşan 12 katılımcı bir araya geldi. Proje kampı için bir araya gelen katılımcılar, 25 – 31 Mart tarihleri arasında İzmir-Tire’de yoğun bir çalışma sürecine girdi. Genel olarak toplumsal sorunlara çözüm olabileceğini düşündükleri için belirli alanlarda proje yazmak isteyen katılımcılar, ilk olarak ‘Göç ve Sanat’ başlığını ele aldı. Sığınmacı ve yerel katılımcıların yer aldığı kampta; göç olgusuna sanatsal bir perspektif ile bakmanın önemli olduğu, göçün sanat ile anlatılmasının toplumsal tabanda özellikle göçmenlere karşı olumsuz durumların olduğu alanlarda değişiklikler doğurabileceğinin önemi vurgulandı. Bu bağlamda ‘sanat birleştirir’ mottosunun hakim olduğu ve kültürlerin karşılıklı olarak birbirini tanıyacağı bir proje fikri geliştirildi ve yazıya döküldü. Katılımcıların ele aldığı ikinci konu da ‘Göç ve Girişimcilik’ oldu. Girişimciliğin sosyal yönünün vurgulanmasının en az bir girişim kadar önemli olduğunu, merkezde kadınların olacağı ve istihdam edilebilecekleri bir projenin gerekli olduğunu dile getiren katılımcılar; bu tarz bir projenin özellikle dezavantajlı konumda olan bir insanın hayatında değişiklikler doğurabileceğinin önemli olduğunun altını çizdi. Bu bağlamda merkezde dezavantajlı konumlarından ötürü iş hayatına atılamayan kadınların olacağı bir proje fikri geliştirildi ve aynı şekilde yazıya döküldü. Katılımcılar bunun dışında sağlıklı yaşam konusunda da bir şeyler yapılması gerektiğini çünkü toplumsal tabanda bu konu ile ilgili bilinç düzeyinin çok yüksek olmadığını dile getirdi. Bu sebeple deneyimsel öğrenme metotları ile sağlıklı yaşam konusunda bilinç düzeyini artıracak faaliyetlerin yapılacağı, farklı beslenme biçimlerinin araştırılacağı bir proje fikri geliştiren katılımcılar bu projenin uygulanmasının önemli olduğunu dile getirdi. Katılımcıların üzerinde durduğu bir diğer konu da ekoloji oldu. Dünyamızın doğal dengesinin bozulduğunu ve bu durumun da olumsuz etkileri ile hayatımıza yansıdığını belirten katılımcılar; bunun büyük bir küresel sorun olduğunu ve bu sorunun çözümü olarak değişimin zorunlu olduğunu dile getirdi. Bu değişim sürecinde de öncelikli olarak ‘kendimizden başlamalıyız’ vurgusu yapan katılımcılar; ‘sen değiş, dünyan değişsin’ düşüncesinin hakim olduğu bir proje fikri geliştirdi. Genel olarak 5 proje fikri ile kampı sonlandıran katılımcıların kampa ilişkin söyledikleri de dikkat çekicidir:
“Altı gün boyunca süren proje yazma kampını dolu dolu geçirdik. Bugün burada olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Çünkü bu ekibin bir parçası olmak, insanların hayatını kolaylaştıracak projeler düşünmek ve bunun için gerektiğinde uykusuz kalmak gerçekten çok özeldi. Artık bir sorun ile karşılaştığımda duyarsız kalmak yerine nasıl çözüm bulabilirim düşüncesi ile hareket edeceğim. Bu kampın bana en büyük kazanımı bu oldu sanırım. Ha bir de yeni arkadaşlarım oldu. Suriyeli arkadaşlarım oldu. Ben onları dinledim, onlar beni dinledi. Sanırım tanışmak için adım atmak çok önemli. Çünkü tanıştıktan sonra insanı gerçek, bazen hüzünlü bazen de mutlu sonlu hikayeler bekliyor. Birbirinden özel hikayeler dinledim. Gerçekten çok mutluyum. Bu kampı organize eden herkese sonsuz teşekkürler.”
“Yola çıktığım gün benim için bu kadar verimli ve eğlenceli olacağını düşünmemiştim. Proje yazma bölümlerinde beyin fırtınası yaptığımız anlar kadar proje dışında Arapça- Türkçe kelimelerin ne anlama geldiğini sorduğumuz kelime oyunumuz da çok güzeldi. Yeni kelimeler de öğrendim. Çok güzel bir kamp oldu bizler için. Çok teşekkür ederiz.”
Sözleri ile proje yazma kampının kazandırdıklarını dile getirmişlerdir. Proje Yazma Kampında; gençlerin yaratıcı fikirleri, toplumsal sorunlara olan duyarlılıkları ve bu sorunlara çözüm üretme istekleri yeni projeler üretilmesi noktasında kilit bir öneme sahip oldu. Bu anlamda gençlerin enerjisinin ve parlak fikirlerinin toplumsal sorunlara birer çözüm olabileceği fikri, gençleri yeni projeler yazma konusunda motive etti. Son olarak; proje yazma kampında hem sığınmacı hem de yerel gençler bir arada, beraber çalışarak yer aldı. Sorun olarak gördükleri alanları tartıştı ve bu alanlara çözüm niteliğinde olabilecek yeni projeler yazdı. Proje yazarken iş bölümü yaptı ve birbirlerine eksik oldukları alanda yardımcı oldular. Böylelikle sosyal uyum ve dayanışmanın yüksek olduğu bir çalışma süreci gerçekleşti.